BAŞBAKAN SAYIN MESUT YILMAZ'IN
55'İNcİ HÜKÜMETİN TBMM'DE GÜVENOYU ALMASINDAN
SONRA ANAP GRUP TOPLANTISINDA YAPTIĞI KONUŞMA

 (12 Temmuz 1997)

Değerli Arkadaşlarım;

Bugün Anavatan Partisi için önemli bir gündür. 1995 seçimlerinden bu yana 1,5 sene içerisinde Anavatan Partisi olarak, bugün 2'inci defa iktidar oluyoruz.

Biraz önce Yüce Meclis'in güvenine mazhar olan, Meclis'ten güvenoyu alan Hükûmetimiz, Anavatan Partisi'nin 1983'teki kuruluşundan bu yana 4'üncü defa ağırlıklı olarak Türkiye'nin yönetimini üstlenen Hükûmetidir. Bu neticeyi almış olmamız her şeyden önce, herkesten önce siz değerli milletvekili arkadaşlarımın 1,5 seneden beri büyük bir sabırla, sebatla, feragâtla, kararlılıkla yürüttüğünüz mücadelenin sonucudur.

Bugüne kadar nasıl sizlerle beraber bu davayı iktidara taşıdıysak, önümüzdeki dönemde de, iktidar dönemimizde de bütün zorlukları gene sizlerle birlikte göğüsleyeceğiz. Bu güvenoylaması aynı şekilde, aynı zamanda bir şeyi daha göstermiştir. Türkiye'de artık siyasetin normalleşmeye başladığını göstermiştir. Artık Türkiye'de demokratik sistem normal olarak işlemeye başlamıştır. Esasen bildiğiniz gibi daha Hükûmetimiz'in onaylanmasından itibaren, hatta hükûmet kurma görevinin Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bana verildiği andan itibaren Türkiye'de gerginlikler azalmaya, bir yumuşama ortamı yaşanmaya başlanmıştır. Bunun müspet göstergeleri her alanda; ekonomik piyasalarda, sokaktaki vatandaşımızın yüzünde, her yerde görülmektedir.

Teşekkür konuşmamda da söylediğim gibi, işimiz kolay değildir. Türkiye'nin uzun yıllardan beri birikmiş olan çok ağır sorunları vardır. Bizim ağırlıklı olduğumuz 55'inci Cumhuriyet Hükûmeti bütün bu sorunları üstlenmiştir. bütün bu sorunları omuzlamıştır. Ama bugünkü oylama göstermiştir ki, artık bütün bu sorunların çözümü demokratik sistem içerisinde mümkün olabilecektir. Onun için aldığımız sonuç, aynı zamanda demokrasinin zaferidir.

Bugünkü oylama göstermiştir ki, Türk demokrasisinin kalbi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir ve demokrasimizin kalbi olan Meclis bu görevini üstün bir sorumluluk anlayışı içerisinde yerine getirmektedir. Bakın, bizden önceki hükûmetin Meclis'te aldığı güvenoyu sayısı yani, güven oylamasındaki fark, sadece 13 oydan ibaret. Bugün Hükûmetimiz’in Meclis'teki güvenoylamasında sağladığımız fark 25 oydur. Ama şimdi, Türk demokrasisi yeniden sağlığa kavuşurken, Türkiye'de sistem yeniden işlemeye başlarken, devletin organları arasındaki kopukluklar ortadan kalkıp, asıl siyasetçiler olarak çözmek zorunda olduğumuz vatandaşımızın günlük hayatındaki sorunların çözümüne yönelirken, farklı olarak bunun gerektirdiği olgunluğu, bunun gerektirdiği sorumluluğu da göstermek zorundayız.

Taşkınlık yapmak, gösteriş yapmak bizim partimize yakışan davranışlar değildir. Bizim Hükûmetimiz bir uzlaşma hükûmetidir. Bizim Hükûmetimiz hem kendi içerisinde farklı görüşlere sahip olan partilerin hükûmet sorumluluğu altında nasıl uzlaşabildiklerini millete göstermek durumundadır, hem de memleketimizde uzun zamandan beri özlenen genel uzlaşma ortamını sağlamak zorundadır. Bu ikisini yapamazsa başarılı olamayız. Bu ikisini yaptığımız zaman inanıyorum ki, şu kötü yönetimler döneminde, şu krizler döneminde bile rüştünü ispatlamış olan Türk özel sektörü demokrasiye bağlılığını ispatlamış olan vatandaşımız bize destek verecek ve bizi başarıya ulaştıracaktır.

Bu güven oylaması hiç kimse açısından bir kayıp değildir. Ama demokrasinin kazancıdır, hatta demokrasinin zaferidir. Onun için biz bu maçın galibi filan değiliz, sadece bir büyük davanın hizmetkarıyız.

Hizmetkarı olduğumuz davanın düsturu, partimizin kurucusu rahmetli Özal tarafından konmuştur. Halka hizmet, hakka hizmettir. Anavatan Partisi, halka ve hakka hizmet yolunda şimdi büyük bir fırsat ele geçirmiştir. Bu fırsatı sorumsuzca harcamak hakkına sahip değiliz. Bu fırsatı, bu sorumluluğu değerlendirmek zorundayız.

Geçen iktidarımızın, hangi sebeplerden dolayı kısa sürdüğü hepinizin malûmudur. Bu iktidarımızı ne zaman olacaksa, birlikte ne zaman karar vereceksek, ama her halükârda önümüzdeki seçimlere kadar sürdürmek zorundayız.

 

 

Değerli Arkadaşlarım:

Artık siyasette bizim için kavga dönemi kapanmıştır. Hiç kimseyle kavgamız yoktur. Bundan sonra bütün çabamız, bütün mücadelemiz, Türkiye'yi kısır, siyasî çekişmelerden kurtarıp, ileriye taşımak içindir.

Türkiye'nin bir yıldan beri rayından çıkan sistemini, yeniden rayına oturtmak içindir. Devletin kurumları arasında yeniden uyumu sağlamak içindir. Milletimizin refahını yükseltmek içindir. Türkiye'yi çağdaş dünyanın bir parçası yapabilmek içindir. Büyük Atatürk'ün söylediği gibi "Çağdaş uygarlık düzeyini yakalayabilmek" içindir. Unutmayın ki, hepimiz, hatta partimiz dahi bu büyük hedefe ulaşabilmek için sadece birer araçtan ibarettir. Onun için sizlerden bu noktaya nasıl birlikte ulaştıysak, bütün zorlukları bugüne kadar nasıl birlikte göğüslediysek, bu önümüzde kaçınılmaz olarak karşılaşacağımız zorlukları da birlikte göğüslememizi istiyorum. Birlik--beraberlik içerisinde bugüne kadar ortaya koyduğumuz kararlılık içerisinde aşamayacağımız hiçbir engel, çözemeyeceğimiz hiç bir sorun yoktur. Bundan sonra bizi ilgilendiren bir tek şey vardır. O da, milletimizin yüzünü güldürmektir. Milletimize verdiğimiz sözlerimizi yerine getirmektir.

Tekrar söylüyorum kimseyle kavga içinde değiliz, kapımız herkese açıktır, gönlümüz herkese sıcaktır. Bu davaya inanan, Türkiye'ye hizmet davasına gönül veren büyük Atatürk'ün yolundan ayrılmayan, bu millete hizmet etmeyi siyaset yapmanın tek ama tek gayesi sayan dürüstlüğe, ahlâka bağlı olan herkesi artık Türkiye'de birleşmenin tek adresi olduğunu ispatlamış olan bu çatıya davet ediyorum; Anavatan Partisi'ne.

 

Değerli Arkadaşlarım;

Biraz önce Partimiz'e katılan Siirt'li iki belediye başkanı arkadaşıma da bütün Anavatan camiası adına hoşgeldin diyorum. Bildiğiniz gibi bu toplantıda boşalan grup Başkan vekillikleri için ve diğer divan Üyelikleri için seçim yapacağız. Ben seçim sırasında sizlerden müsaade alacağım. Sayın Bülent Ecevit'le Meclis'in önümüzdeki günlerde çalışma takvimine ilişkin bir görüşme yapacağım. O görüşmeden sonra tekrar aranıza katılacağım ve bu grup toplantısının kapalı bölümünde sizlerle Meclis'in önümüzdeki günlerdeki çalışma programını yeniden tartışacağız ve karara bağlayacağız.

Onun için seçim süresince aranızdan ayrılacağım, ama sonuç bölümünde tekrar sizlerle beraber olacağım. Tekrar hepinize bugüne kadar ki, desteğiniz için teşekkür ediyorum.

Cenab-ı Allah'tan bizlere yardımcı olmasını niyaz ediyorum.