ANAVATAN PARTİSİ 5. OLAĞAN BÜYÜK KONGRESİ
Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın Genel Başkan Seçimi Öncesi Yaptığı Konuşma
 
(24 AĞUSTOS 1996)

Değerli arkadaşlarım, sevgili Anavatanlılar;

Işın Çelebi arkadaşımdan çok daha az konuşacağım, heyecanlarınıza değil, aklınıza hitap edeceğim. Beni, konuşmanın sonuna kadar; sessiz dinlemenizi rica ediyorum.

Biraz önce, Işın Çelebi arkadaşımı hep beraber dinledik. Evvela, bu demokratik yarışta, Anavatan Partisi'nin Genel Başkanlık yarışında, beni yalnız bırakmadığı için, bu demokratik cesareti gösterdiği için kendisine teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, Kongrenin açış konuşmasında söyledim; bu Kongrenin en önemli özelliği Anavatan Partisi açısından bu durum muhakemesine imkan vermesidir. Bu durum muhakemesi, soğukkanlılık ister, doğruluk ister. Kendi kendimizi aldatarak bir yere varamayız.

Şimdi, Işın Çelebi arkadaşımın söylediği şeylerin çoğuna yürekten katılıyorum. Ama, katılmadığım şeyler de var; onları ifade etmek için söz aldım.

Değerli arkadaşlarım, hepiniz şahitsiniz, bütün Anavatanlılar şahit, biz, 1983 yılının 20 Mayısında kurulmuş olan bir partiyiz. Belki, dünya siyasi tarihinde ilk defa, beş ay sonra yapılan seçimde yüzde 45 oyla tek başımıza iktidar olduk. Işın arkadaşımın biraz önce söylediği gibi, benim size daha önce her vesileyle anlattığım gibi, Türkiye'de, Cumhuriyet tarihinin en büyük hamlesini gerçekleştirdik. 50 yılda yapılamayanları yaptık. Türkiye'yi dışarıya açtık. Türkiye'deki hantal sistemi, çökmek üzere olan sistemi değiştirmeye koyulduk. Yapısal reformları yaptık. Bunları da, en başta Rahmetli Turgut Özal'a borçluyuz.

1984 yılında, bir mahalli seçime girdik. Oylarımız, artacağı yerde azaldı, yüzde 41 'e düştü. 1987'de bir genel seçime girdik. 1983-1987 dönemi, Anavatan iktidarının en başarılı dönemidir. 1983-1987 dönemi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin en başarılı dönemidir. 1987'de oylarımız yüzde 36'ya düştü. 1989'da belediye seçimleri yapıldı, başımızda Rahmetli Özal var, arkamızda Anavatan Partisinin gerçekleştirdiği Türkiye'nin en büyük atılımı var; belediyelerimiz, beş yılda, elli yılda yapılamayan altyapı hizmetini yapmışlar. Anavatan Partisi üçüncü parti oldu, oylarımız yüzde 21 'e düştü.

Ne eksiğimiz vardı, soruyorum size, Işın arkadaşıma soruyorum; uygulama gücümüz mü eksikti? Hayır, tek başımıza iktidardık. Öyle uydurma koalisyonlarla değil, tek başımıza iktidardık. Her dilediğimizi yapardık, yaptık. Doğru şeyler yaptık. Ama, üçüncü parti olduk. Liderimiz mi eksikti; hayır. Bugün onu kötüleyenler bile, Türkiye'ye gelmiş geçmiş en büyük siyasetçi olduğunu teslim ediyorlar. Karizması eksik olmayan, hizmet adamı olan, proje adamı olan, dava adamı olan bir liderimiz vardı; ama, biz üçüncü partiydik.

Belediyelerimiz hizmet yapmış, Hükümet olarak Türkiye'de yapılmayan hizmetleri yapmışız, başımızda Özal gibi bir lider var ve Anavatan yüzde 21 oyla üçüncü parti. Bu hak mıydı, bu reva mıydı ?

Değerli arkadaşlarım, o zaman bunu tahlil etmek için kendi aramızda çok tartıştık. Rahmetli Ozal'la da tartıştık. Ben size kendi tahlilimi söyleyeyim. Ben dedim ki, demek ki, iktidar olmak için hizmetten daha önemli bir şey var. Bizim kadar hizmet eden yok, bizim kadar hizmet yapmış olan yok; ama, buna rağmen üçüncü parti olmuşuz. Demek ki, hizmetten daha önemli bir unsur var. Neydi o ? Siyaset Anavatan olarak, hizmet yapmaya o kadar kendimizi adamışız ki, siyaset yapmamışız, vatandaşın ayağına gitmemişiz, vatandaşın hatırını sormamışız, vatandaşın derdine tercüman olmamışız. Ortadirek diye başladığımız yolda, aynı kararlılıkla yürümemişiz.

Değerli arkadaşlarım, bugün, bir benzer noktadayız. Ben, 1991 yılında partiyi devraldığım zaman, Anavatan Partisi'nin içerisinde dört tane eğilim, 18 tane da Genel Başkan adayı vardı. Eğer anketlere itibar edeceksek, partinin oyları yüzde 10'lara düşmüştü. Bugüne kadar geçen beş yıllık dönemde, üç defa genel seçime girdik; iki defa milletvekili seçimi, bir defa belediye seçimi. Üç seçimde de ikinci parti olduk. Bundan memnun değilim. Işın arkadaşım bundan dolayı üzülüyorsa, ben ondan çok daha fazla üzülüyorum. Anavatanın hakkının ikincilik olduğuna inanmıyorum. Ama değerli arkadaşlarım, şimdi Anavatan Partisi eğer bizim istediğimiz yere varamamışsa, Anavatan Partisi hakkı olan yere gelememişse, bunun sebeplerini yanlış yerde ararsak doğruyu bulamayız; o zaman, Anavatan'ı hiçbir zaman birinci parti yapamayız.

1989 yılındaki başarısızlığımızda en önemli sebeplerden birisi, siyasi rakiplerimizin siyasi ahlaka uymayan davranışlarıdır. Fransız düşünürü Rousseau'nun bir sözü var, diyor ki "Bir insan için hayatta en büyük saadet, namuslu ve münevver hasımlara sahip olmasıdır." Bizim siyasi hasımlarımız ahlaklı davranmadılar, bize iftira ettiler, Anavatan'a iftira ettiler. Bizim rakiplerimiz, bizim hakkımızı teslim etmediler, bizim yaptığımızı küçümsediler. Bizim rakiplerimiz, milleti aldatmak için yapamayacaklarını vaat ettiler.

Değerli arkadaşlarım, bu açıdan, bugünkü durumumuz dünden daha iyi değil, işimiz dünden daha kolay değil. Çünkü, bugünkü siyasi hasımlarımızı görünce, dünkü siyasi hasımlarımızı mumla arar olduk. Bugünküler, üstelik, yolsuzluk yaptılar, üstelik hırsızlık yaptılar. Bu devletin, onların namusuna teslim ettiği örtülü ödeneğin bile hesabını veremediler.

Şimdi değerli arkadaşlarım, Anavatan'ı birinci parti yapacağız, Anavatan'ı iktidar yapacağız. Bunu, hepinizden çok ben istiyorum. Hiçbir dönemde de bugünkü kadar, buna ulaşmakta kararlı değildin Arkamda, beş yıllık bir geçmiş var. Aslında, durum yarısı su dolu olan bir bardak gibidir. Bir yerden bakarsanız boş bu bardak dersiniz. Işın arkadaşımın yaptığı gibi, hiçbir başarı yok burada dersiniz. Ama bir de dolu tarafından bakarsanız, hani o ihtilal artığı olan Anavatan Partisini baraja gömecek olanlar, hani o Anavatan Partisini siyasetin mezarlığına gömecek olanlar, işte Anavatan Partisi bugün hala yüzde 20 oyla çelik gibi ayaktadır.

Bunu küçümseyebilirsiniz, Anavatan'ın hakkı olmadığını söyleyebilirsiniz, ikinci parti olmam bizim kaderimiz olamayacağını söyleyebilirsiniz, hepinize hak veriyorum. Ama, burada konuşmam gereken hadise, Anavatan'ı bu ikinci parti konumundan birinci parti nasıl yapacağımızdır, Anavatan'ı nasıl iktidar yapacağımızdır.

Şimdi, ben size diyorum ki, Anavatan'ı birinci parti yapmak için bazı şeyleri değiştirmemiz lazım. Nedir değiştireceğimiz şeylerden birisi; değerli arkadaşlarım, Anavatan Partisi, iftiharla söylüyorum. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en demokratik partisidir. Bugün, bu Kongredeki demokratik olgunluk; bugün bu Kongrede yaşanan demokrasi, diğer bütün siyasi partilere örnek olmalıdır. ama, hiçbir siyasi parti devamlı kendi içinde mücadele ederek, Gen Başkanına çelme takarak iktidar olamaz. Hiçbir siyasi parti, kongrenin dışında, iki yılda bir, üç yılda bir yapılacak bu genel kongrenin dışında, her gün Genel Başkanlık tartışması yaparak bir yere varamaz.

Ben şimdi diyorum ki, daha önce de dedim, şimdi belki vakit müsait değil, başka aday olacak arkadaşın çıkması mümkün değil. Ama, günler önce söyledim, kim bu partiyi benden bir adım öteye götüreceğine inanıyorsa, bu partinin başkanlığına aday olmalıdır. Ben, onun emrine girmeye hazırım. Ama, eğer demokrasiye saygınız varsa, eğer bu partin gerçekten iktidar olmasını istiyorsanız, o zaman ' Kongrede kim Genel Başkan seçilirse, ona destek olmanız lazım; ona omuz vermeniz lazım.

Ben, kimsenin söz hakkını filan kısıtlamadım. Merkez Karardaki arkadaşlarım bilir, Meclis Grubundaki milletvekili arkadaşlarım bilir, ben yapılan her eleştiriden sadece istifade etmeyi amaçladım. Işın arkadaşımın söylediklerinde de doğru olanlar var onlardan istifade edeceğim. Ama, Işın arkadaşım da bilir ki, siyasette istemek başkadır, ulaşmak başkadır. Bunu, en iyi İzmir Belediye Başkan adaylığından bilir.

Bizim hedefimiz bellidir. Hedefimiz, tekrar söylüyorum, öyle uydurma koalisyonlarla, yamalı koalisyonlarla değil uyumlu çalışamayacağımız, kendi ayıbını bize örttürmeye çalışan ortaklarla değil. Türkiye'nin yönünü değiştirmeye çalışan, Türkiye'yi geriye götürmeye çalışan ortaklarla değil; bizim hedefimiz, tek başımıza iktidar olmaktır, Anavatan'ı tek başına iktidara taşımaktır.

Arkadaşlarımdan bakın, bana demiyorum, burada delegenin hür iradesiyle seçilecek Genel Başkana destek olmalarını istiyorum. Eğer bu Genel Başkan ben olursam, yanlışımı bana söylemekten sakınmamalarını istiyorum. Ama bunun yeri, şahsi reklam yapmak için televizyonlar olmaz, bunun yeri gazeteler olmaz. Bunun yeri, Anavatan'ın platformları olmalı.

Bakın, dört eğilim konusunu tekrar açıyorum; bugünden sonra Anavatan Partisi'nde dört eğilim filan yok, Anavatan Partisinde bir tek eğilim var; bu eğilim Anavatan eğilimidir. Anavatan eğiliminin içinde milliyetçilik var, Anavatan eğiliminin içinde muhafazakarlık var, Anavatan eğiliminin içinde yenilikçilik var, çağdaşlık var, sosyal adaletçilik var, serbest piyasa ekonomisine olan inanç var.

Şimdi değerli arkadaşlarım, bugünden itibaren değişeceğimi söyledim. Eğer beni Genel Başkan yaparsanız, değişeceğim dedim. Şimdi size söylüyorum, değişeceğim şeyler var, değişmeyeceğim şeyler var. Hırsızlarla kavga etmekte değişmeyeceğim. Onların önünü kesmekte değişmeyeceğim. Ama değişeceğim bir şey var, bunu bilip bana ona göre oy verin, benimle hemfikir değilseniz beni Genel Başkan yapmayın. Bugünden sonra, beş yıldan beri, bakın beş yıldan beri bu parti bölünmesin diye, o dört eğilimli mozaik bozulmasın diye, Rahmetli Özal'ın kurduğu o büyük eser yara almasın diye Genel Başkan olarak hep dengeleri korumaya çalıştım. Hakkı olmayanlara hakkından fazlasını verdim, hakkı olanların hakkını veremedim:

Ama, bugünden itibaren, eğer beni Genel Başkan seçerseniz, hiç kimse bu partide benim karşıma, ben şu eğilimin başıyım diye gelmesin. Benim, bundan sonra bir tane ölçüm olacak, hangi eğilimden gelmiş olursa olsun, bugün hepsi Anavatanlı olan bu kardeşlerimden, Anavatan'ın iktidar davasına kim daha fazla hizmet ederse, ona kim bir fazla taş koyarsa, onun, benim başımın üstünde yeri olacak.

Bugüne kadar olan bütün çekişmeleri siliyorum. Bugünden itibaren, Anavatan'ın tarihinde yeni bir dönem açılıyor. Tekrar söylüyorum, hiçbir zaman, siyasete girdiğimden beri hiçbir zaman bu kadar kararlı değildim; eğer ben bu partiyi, bu beceriksiz iktidarlara rağmen, beş sene iktidara taşıyamamışsam, iktidara geldikten sonra da, sırf bir namus meselesi için, sırf bir prensip meselesi için üç buçuk ayda o iktidardan gitmişsem, buna rağmen bu kalabalık, buna rağmen bu camia benimle beraberse, rakiplerim benden korkmalıdır.

Sevgili arkadaşlarım, öyle, Işın arkadaşımın dediği gibi, bazı köşe yazarlarının yazdığı gibi, Anavatan Partisi olarak bizim bir vizyon eksikliğimiz filan yok. Türkiye'nin en geçerli programlarına sahip olan parti biziz. Muhalefetteyken iktidar hazırlığını en iyi yapan parti biziz. Ama, bizim bir eksiğimiz var. Onu konuşmamda da söyledim, yaptığımızı vatandaşa anlatamamışız, vatandaşın ayağına gidememişiz.

İşte bu Kongre, Anavatan Genel Merkeziyle, Anavatan teşkilatları arasındaki kopukluğun da sonu olmalıdır. Bunu nasıl yapacağımı biliyorum. Arkamda beş yıllık tecrübem var. Eğer bir daha sefere, bunu yapmamış olarak önünüze gelirsem, yeniden aday olmamayı da taahhüt ediyorum.

Sizlere, güçlü bir parti vaat ediyorum. Adil bir parti yönetimi vaat ediyorum. Beş yıldan beri Genel Başkan olarak bir tek arkadaşımı Disiplin Kuruluna vermedim. Disiplin Kurulunun cezalandırdıklarını ben affettim. Ama, değerli arkadaşlarım, sadece demokrasiyle bir yere varamayız, sadece geçmiş hizmetlerimizle bir yere varamayız, bizim eksiğimiz, bizim yapmamız gereken öyle şerit değiştirmek filan değil; bizim yapmamız gereken vites büyütmektir, daha hızlı koşmaktır, daha fazla çalışmaktır. Sadece benim çalışmam yetmez.

Burada, yarın seçeceğimiz Genel Merkez yönetiminin çalışması yetmez. Bu çalışmayı, bu heyecanı, bu coşkuyu bütün illere taşımalıyız, bütün ilçelere, bütün beldelere taşımalıyız. Anavatan'ı ayağa kaldırmak istiyorsak, Anavatan'ı iktidar yapmak istiyorsak, bunun bir tek yolu var: Bu, ancak, hepimizin katkısıyla mümkün dür. Bütün teşkilattaki arkadaşlarımızın, bütün üye arkadaşlarımın katkısıyla mümkündür.

Bakın, bugüne kadar size verdiğim sözü yerine getiremedim. Sırf, Partinin dengeleri korunsun diye, Partide çatlak olmasın diye, size beş sene önce verdiğim sözü tutamadım, Genel Başkan olarak sorumluluğum ağır bastı. İki defa erken seçim olduğu için buna imkan da bulamadım. Ama bugün ilan ediyorum, şartlar ne olursa olsun, Anavatan Partisi, bundan sonra bütün aday tespitlerini önseçimle yapacaktır,

Bundan sonra artık, değişim istediğimi ben söyledim, Türkiye'yi değiştirmek için Partimizi değiştirmemiz gerektiğini ben söyledim. Bundan sonra artık yürümek yok, bundan sonra astık koşmak zorundayız. Bundan sonra, Anavatan Partisi olarak koşarken bir tek hedefimiz olacak; o hedef iktidardır. Anavatan Partisini, dürüst yollardan iktidara taşıyacağız.

Bu Kongre, bu değişimin başlangıcı olmalıdır bu Kongre, ataletin sonu, kendi iç tartışmalar noktalandığı, artık dışa dönük mücadelenin başladığı dönem olmalıdır. Eğer bana oy verirseniz, bunu sağlamaya söz veren bir Genel Başkan seçmiş olacaksınız.

Ben, sizin en doğru kararı verece inanıyorum. Kararınız ne olursa olsun, partimize,milletimize hayırlı olsun. Yolunuz açık, Allah yardımcınız olsun.