DEVLET BAKANI SAYIN MESUT YILMAZ'IN
TANITMA FONU KANUN TASARISI HAKKINDA ELEŞTİRİLERE VERDİĞİ CEVAP

10 Haziran 1985 Pazartesi

* * *

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Rize) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evvela tanıtma Fonu Teşkili Hakkındaki Kanun tasarısı dolayısıyla burada değerli fikirlerini dile getiren bütün hatiplere teşekkür ediyorum. Grup sözcülerinin ve şahsı adına konuşan değerli milletvekillerinin Türkiye’nin dış tanıtılmasının milli bir sorun olarak benimsenmesi gerektiği ve bu konuda geçmişte büyük ihmaller yapıldığı hususunda mutabık oldukları intibaını edindim. Esasen bu Kanun tasarısı da bu ihtiyacın tespitinden doğuyor. Ancak, sayın hatiplerle mutabık olmadığımız bazı noktalar var, müsaade ederseniz o noktalarda hükümetimin görüşlerini dile getireceğim.

Sayın Milliyetçi Demokrasi Partisi Sözcüsü Yılmaz Altuğ, fonun denetimiyle ilgili düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdüler. Esasen fon denetimi konusu daha sonra konuşan Sayın Türkan Arıkan’ın ve Sayın Tayyar Sadıklar’ın konuşmalarında da bol bol eleştirildi. Anayasaya aykırılık iddiasının hangi dayanaktan kaynaklandığını kestiremiyorum, anlayamadım; ama söylemek istediğim şu: Bu denetim tarzı Türkiye’de ilk değildir, muhtelif emsalleri vardır; müsaade ederseniz kısaca sıralayacağım.

580 sayılı Milli Prodüktivite Merkezinin Kuruluş kanunun 9 uncu maddesi, bu kuruluşun hesapları ve bunlarla ilişkin işlemleri, Maliye, Ticaret ve Sanayi Bakanlıklarının temsilci üyelerinden kurulan 3 kişilik bir denetleme kuruluna bırakmıştır.

278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkındaki Kanunun 11 inci maddesi, bu kurumun hesaplarının incelenmesini Başkanlıkça 2 yıl için atanacak 3 murakıptan meydana gelen bir murakıplar kuruluna bırakmıştır.

132 sayılı Türk Standartlar Enstitüsü Kuruluş Kanunun 3205 sayılı Kanunla değişik 8 inci maddesi, Türk Standartları Enstitüsünün hesaplarını ve bunlarla ilgili muameleleri, Başbakanlığının, Maliye ve Gümrük Bakanlığının Sanayi ve ticaret Bakanlığının elemanlarından Başbakanlıkça görevlendirilecek birer kişiden teşekkül eden 3 kişilik bir kurula bırakmıştır.

2804 sayılı Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Kanunu 14 üncü maddesiyle bu enstitünün hesaplarını biri İktisat diğeri Maliye Vekaletince her hesap yılı başında birer yıl için tayin edilen 2 murakıptan mürekkep bir heyet marifetiyle murakabe olunacağını öngörmüştür.

Keza 2819 sayılı Elektrik İşleri Etüt Dairesi Teşkiline Dair kanunun 14 üncü maddesinde de İktisat ve Maliye bakanlıklarınca tayin edilecek 2 murakıptan kurulu bir heyet öngörülmüştür. Dolayısıyla getirilen denetim tarzının emsalleri vardır.

Sayın Türkan Arıkan, fon fikrine karşı olduğunu ileri sürdü. Bu hükümetimizin buraya getirdiği ilk fon teşkilini öngören kanun tasarısı değil. Biz daha önce bu Meclisten Toplukonut Fonu Kanununu da çıkardık. Sayın Türkan Arıkan o zaman karşı çıkmamıştı. Sayın Arıkan, bu Kanunun demokrasimizin geleceği açısından sakıncalar doğuracağını ifade etti. Ben diyorum ki, demokrasinin geleceği açısından sakıncalı olan aslında bu Kanun değil, aslında insanların kafa yapısının oturdukları yere göre değişmesidir. (ANAP sıralarından alkışlar).

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın milletvekilleri, Sayın yılmaz Altuğ, “Bu Kanun gelene kadar tanıtmaya yeteri kadar önem verilmemiştir” buyurdular. Bununla mutabık değiliz. Sanıyorum ki, hiçbir dönemde bu kadar çok sayıda Türk parlâmenterinin dış geziler yaptığı ve Türkiye’nin tanıtılması için ellerinden geldiğinde faaliyet gösterdiklerinin emsali yoktur.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Bakın ne faydası var, şimdi geleceğim.

Gene hiçbir dönemde, yabancı parlamento heyetleri bu kadar sık Türkiye’ye gelmemişlerdir. Gene hiçbir dönemde, dünya basınında Türkiye hakkında bu kadar yoğun neşriyat yapılmamıştır. Hiçbir başbakan, bizim Başbakanımız kadar dış tanıtma amacına yönelik dış gezi yapmamıştır.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın Sadıklar, ben sizin sözünüzü kesmedim, siz de müsaade edin.

Bakın bunların nerede faydasını gördük. Avrupa Konseyine parlamenterlerimizin yeniden kabulü için oylama yapılıyordu. Hiç kimse kabul edileceğimize ihtimal bile vermiyordu; ama gördünüz, konseyin oylarıyla konseye geri döndük. Amerika Birleşik devletleri Temsilciler meclisinde Ermenilerle ilgili bir karar tasarısı vardı. Herkes kesinleşeceğine kesin gözüyle bakıyordu; ama karar geçmedi. Dolayısıyla bunların faydası var sayın milletvekilleri; ama bunları yeteri kadar yaptığımız söyleyemeyiz, yeterli şekilde yaptığımızı söyleyemeyiz ve esasen bu Kanunu getirmemizin altında yatan sebep de budur.

Bakınız, Anavatan Partisi Grubu Sözcüsü Sayın İsmail Dayı, Osmanlı arşivlerine değindi. Müsaade ederseniz Osmanlı arşivlerinin hikayesini size çok kısa özetlemek isterim.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Bunu söylemeden onu söyleyemem, müsaade edin, izah edeceğim Sayın Kuşhan.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Osmanlı arşivlerinde, sayın milletvekilimizin dediği gibi 200 milyona yakın belge vardır. Osmanlı arşivlerinin Başbakanlık bünyesinde devlet teşkilatı içinde ele alınması 1930’lara, yani 50 sene önceye rastlar. 50 sene içerisinde normal bütçe usulleriyle, normal devlet usulleriyle bu belgelerin yüzde 15’i bile tasnif edilememiştir. Sayın sadıklar’ın önerdiği gibi, Sayın Arıkan’ın önerdiği gibi, Sayın Kuşhan’ın önerdiği gibi burada, hatta devlet bütçesinden daha fazla ödenekler ayırarak; ama aynı usullere bağlı kalarak bir düzenleme yapabiliriz; ama o zaman bu arşivlerin geri kalan yüzde 85’i 100 senede bile tasnif edemeyiz. Bu Meclisin ve herhalde bu milletin buna tahammülü yok.

Kaybedilen süre olağanüstü bir süredir. Bu belgelerin büyük kısmı şu anda Sultan Ahmet Medresesinde yağmurun altında bekliyor. İlk defa bizim hükümetimiz zamanında bu Osmanlı arşivlerini ele alan bir sempozyum tertip ettik. Türkiye ve hatta Türkiye dışındaki bu konu ile ilgili bütün ilim adamlarını davet ettik. 3 günlük bir sempozyum yaptılar. Orada bütün tedbirler dile getirildi, ama mesele para ile bitmiyor. Osmanlı arşivleri için bütçeye 10 milyarda koysanız, 100 milyar da koysanız yine bu sorunu çözemeyiz. Çünkü arşivcimiz yok. Üniversitelerimizde arşivci yetiştiren hiçbir yer yok. İlk defa biz önümüzdeki ders yılından itibaren Hacettepe Üniversitesinde Osmanlı arşivi uzmanları yetiştirecek kuruluşu kurduk ve bu da yeterli değil. Bunların çok özel yerlerde korunması gerekiyor. Bunların İstanbul’da şu anda 5-6 ayrı binada, eski binalarda, rutubetin altında saklıyoruz. Bir kısmını da demin değindiğim gibi, açık yerlerde tutuyoruz. Bunların hepsinin usulüne uygun, teknik tarzda yapılmış binalarda korunması lazım ve bu binalar için ihaleye çıkmaya filan tahammülümüz yok, vaktimiz yok; çünkü bu belgeler bizi bekleyemez. Bizim bunu çok olağandışı yollardan halletmemiz lazım ve bir insana güvenmemiz lazım, bu işi çabuklaştırmamız lazım. Güveneceğimiz insan Başbakandır. Başbakanına güvenmeyen bir devletin ve bunları çözmesi mümkün değil. 85 senenin, 100 senenin ihmalinden geliyoruz. (ANAP sıralarından alkışlar).

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Şahsa çıkarılmamıştır bu Kanun, Sayın Turgut Özal için çıkarılmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Başbakanına çıkarılmıştır. Yarın gelen başbakan da ayın yetkileri haizdir, ama Başbakanımıza güvenemezsek biz Osmanlı arşivlerini hiçbir zaman ele alamayız.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın Milletvekili, söyledim, bütçe usulleri içinde bunu halledemeyiz, mümkün değil, olağandışı yollar bulmamız lazım.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Fon fikrinin altında yatan da bu. Eğer bütçe usulleri içerisinde biz bunu halledebilmeyi imkan dahilinde görseydik size fon teklifiyle gelmezdik. Hatta fon da yeterli değil diyoruz. Çok daha özel birtakım yollar bulmamız lazım ve işte getirdiğimiz, Sayın Sadıklar’ın dediği gibi, 10 misli değil; ama örtülü ödeneği yaklaşık 2-3 misli artıran bir kanun tasarıdır bu ve mevcut kısma ilave ettiğimiz bölüm sadece dış tanıtma amacıyla kullanılacaktır.

Bakınız, Türkiye’ye düşman mihraklar var dünyada; hepimiz yakınıyoruz. Bir Rum lobisi var, bir Ermeni lobisi var. Bunlar bütçe usulleriyle bağlı değil, bunlar zenginler tarafından besleniyor. Bunlarla savaşmak için mutlaka olağandışı yollar bulmamız lazım. Biz eğer bu savaşı mutlak zorunlu görüyorsak, eğer bu savaşa kararlıysak, eğer bu savaşta berabersek, o zaman bu savaşı bizim bütçe usullerimizin içine, idari usullerimizin içine gömemeyiz. Eğer gömersek kazanamayız.

Siz bilir misiniz ki, şu son 1 senede bizim dış tanıtma açısından yaptığımız bütün bu faaliyetlerin çok büyük bir kısmı Sayın Başbakanının örtülü ödeneğinden finanse edilmiştir.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Ama bunu daha ileri götüremeyiz, çünkü imkanlar mahduttur.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Bu getirdiğimiz tasarı eğer yüce Meclisin tasvibine mazhar olursa, dış tanıtmamızın sadece finansman sorununu çözmüş, finansman cephesini kazanmış olacağız; ama sorun bununla bitmiyor.

Sayın milletvekilleri, Sayın Kuşhan fon idaresiyle fon denetimini birbirine karıştırdılar. Sayın Başbakan yanına alacağı 1 bakanla, 1 Sayıştay üyesiyle beraber fon idare edecek değildir. Esasen bu fon, dış tanıtma konusunda yeni bir organizasyon getirmiyor. Şu anda devlet kuruluşu içerisinde dış tanıtma Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından, enformatif dış tanıtma Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüz tarafından, bunların koordinasyonu Başbakanlığa bağlı bir devlet bakanlığı tarafından yürütülmeye devam edilecektir; ama kanunun amaç maddesinde de açıkça görüldüğü gibi, bu teşkil olunacak fonla bunlara ilave mali imkan getirilmektedir ve bu mali imkanın kullanılmasına da Sayın Başbakan karar verecektir. Projeyi hazırlayacak olan kuruluşlar yine şu anda görevli kuruluşlardır. Onlar projelerini getirecekler, Sayın Başbakan takdir edecektir.

Sizin söylediğiniz denetimle ilgilidir. 3 kişilik bir denetim kurulu getirilmiştir. 1 tanesi Başbakanlığın, 1 tanesi maliye ve Gümrük Bakanlığının, diğeri de Sayıştay Başkanlığının temsilcisi olan, 2 sene için seçilmiş bir denetim kurulu vardır. Bunlar da o fonların harcanmasını denetleyeceklerdir.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Başbakanı denetlemiş olmuyorlar.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Başbakanın tahsis ettiği kaynakların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını denetleyeceklerdir, yani Sayın Başbakan bağlı kuruluşların bu fonlara tasarrufunu denetleyeceklerdir.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın milletvekilleri,Sayın Arıkan Milli Piyango Kanunundaki 1 maddenin bu Kanunla değiştirilmesini eleştirdi. Bu konuda da elimizde yeteri kadar emsaller var; ama sadece bu yasama dönemindeki örnekleri zikretmek istiyorum.

Türk Standartlar Enstitüsü Kuruluş Kanununda değişiklik yapan 3205 sayılı Kanun 8 inci maddesiyle, 1705 sayılı Ticarette Tağşişin Meni ve İhracatın Murakabesi ve Koruması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu 46 ıncı maddesiyle, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun ilgili hükümlerini değiştirmiştir.

Keza, 3093 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu da 7 inci maddesiyle, 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun muhtelif maddelerini değiştirmiştir.

Sayın milletvekilleri, Türkiye’nin tanıtılması meselesini daha olağan bir kanunla, önerilen daha olağan yollardan düzenlemek mümkündür; normal idari usuller içerisinde, normal bütçe prensipleri içerisinde de düzenlemek mümkündür, ama böyle bir düzenleme Türk Devleti açısından bir haksız rekabet doğrudur. Çünkü, bizim rekabet ettiğimiz, bizim savaştığımız mihraklar aynı sınırlamalara tabi değillerdir. Dolayısıyla, getirdiğimiz tasarının olağan dışı yollar getirdiğini biliyoruz; ama hepimizin mutabık olduğu, hepimizin şikayetçi olduğu konuda, bu savaşta başka türlü kazanma ihtimalimiz yoktur. Bu konuyu tekrar yüce heyetinizin takdirlerine sunuyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar).

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Rize) – Sayın Başkan, 1 inci maddede zikredilen görevli kuruluşların, kendi kaynaklarıyla finanse edemedikleri özel projeler bu fondan finanse edilecektir. “Kaynaklarını artırma ibaresini bu anlamda anlamak gerekir. Ayrıca bu kuruluşlar kamu kuruluşları olduğu gibi, vakıflar ve dernekler de olabileceklerdir.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Rize) – Katılıyoruz.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Rize) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın İsmail Şengün’ün sualini aslında üzerinde görüşme yapılan madde ile bağdaştırmakta güçlük çektiğim için bilahare cevaplandıracaktım. Sayın Başkan, söz verdiğiniz için, müsaade ederseniz, bu madde üzerindeki bazı değişik görüşleri de cevaplandırmak istiyorum.

Sayın Şengün, Osmanlı arşivlerinin bu fonla ilişkisini anlayamadıklarını söylediler. Sayın milletvekilleri, Osmanlı arşivleri daha önceki konuşmamda da ifade ettiğim gibi, senelerce ihmale uğramış çok önemli bir kurumdur. Aslında Sayın Başbakanın, Osmanlı Arşivleri Sempozyumunun açılışında yaptığı konuşmada da ifade ettikleri gibi, bizim Osmanlı arşivlerini şimdiye kadar dünyaya açmamızın sebebi bu arşivlerdeki gerçeklerden korkmamız değildir, bu konudaki tembelliğimizdir.

Aslında Türk Devletine yöneltilen bütün iftiraların cevabı o arşivlerde mevcuttur; ama üzüntü ile tespit edelim, üzüntü ile ifade edelim ki, bu koskoca devlet, elli seneden beri daha o arşivleri bir tasnife tabi tutamamıştır. Burada Sayın Ferit Melen konuştu. Sayın melen hükümet başkanlığı yapmıştır. Biz şimdi 17 nci Meclis dönemini idrak ediyoruz, kendisi zannediyorum.

9 uncu dönemde Meclise intisap etmiş idi. Sayın Kamran İnan, 10 sene evvelki bir dönemde hükümet sorumluluğu taşımıştır. Bugün burada şikayet konusu yaptıkları şeyler, onların hükümet sorumluluğu yaptıkları dönemlerde de aynen şikayet konusu olmuştur.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Hayır, konuyu bütün açıklığı ve acılığı ile dile getirmenizi takdir ediyorum; ancak en sonunda “Aceleye ne gerek var” demenizi hayretle karşılıyorum Sayın İnan.

10 sene evvel hükümet sorumluluğu yapmışsınız, 10 senede bir şey değişmemiş; Sayın Melen, belki 30 senedir bu Meclisin üyesi, 30 senedir yakınılan şeyler var ve “Niye burada birtakım olağanüstü yollar deneniyor?” deniliyor. Yani, bir 50 sene daha mı bekleyelim Sayın İnan?

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın milletvekilleri, aslında aramızdaki temel felsefe farkı burada yatıyor. Her şey bütçeye uygun olsun, her şey bütçenin içinde olsun, her şey usulüne uygun olsun, bütçe de denk olsun. (MDP sıralarından “Anayasa öyle emrediyor” sesi) Anayasa öyle emrediyor, öyle olsun; ama aramızdaki büyük boşluk; Türk Devletine yöneltilen büyük iftira, bütün bunlar ister halledilsin ister halledilmesin (MDP sıralarından gürültüler)

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın milletvekilleri, ben...

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Katiyen, katiyen. Size izafe ederek söylemiyorum Sayın İnan. Sonuç itibariyle söylüyorum.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın milletvekilleri, bakınız olağan yönetim usulleri var.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Olağan yönetim usulleri var. Olağan yönetim usulleri belli dönemde kıyafet etmiyor, sıkıyönetime başvuruyorsunuz; belli bir dönem için, belli bir amaç için. Biz de getirdiğimiz kanun tasarısının olağan dışı, belki olağanüstü bir kanunun tasarısı olduğunu baştan ifade ettik; ama...

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sıkıyönetim Anayasa dışı bir kurum mu?

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Şimdi Sayın Şengün...

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Bu fonun kaynaklarının “Amaç” maddesinde sayılan çeşitli amaçlar arasında nasıl paylaştırılacağı hususunda hükümetimizin şu anda hazır bir programı mevcut değildir. Çünkü esasında bu kanun tasarısını bir fon fikrine dayanmamız da buradan geliyor. Çünkü yarın Türkiye Devleti aleyhine hangi yalanın çıkarılacağını, Türkiye Devletine hangi iftiranın atılacağını, bunun hangi mihraklardan kaynaklanacağını önceden öngörmek mümkün değil. Bu esnekliği hükümete vermek durumundasınız.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Arşivler konusunda, toplam fonun yüzde 50’sini aşmamak şartıyla yapılabilecek bütün yatırım yapılacaktır ve bu fondan yüzde 50 prensibine sadık kalmamız halinde dahi, Osmanlı arşivlerinin tümünü ancak 10 senede tasniften geçirebiliyoruz. Eğer sizin önerilirinize uyarsak bu süreyi 50 senede dahi katedemeyiz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (ANAP sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın Başkan, müsaade eder misiniz, mikrofondan konuşabilir miyim?

Sayın Başkan, “Siz parayı verin gerisine karışmayın dediğimi ifade ettiler. Ben böyle bir şey söylemedim. Sataşma var söz istiyorum.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın Başkan değerli milletvekilleri; Sayın İnan’ın konuşmasında bana atfen ifade ettiği gibi. “Siz parayı verin gerisine karışmayın” şeklinde bir ifadem olmadığına hepiniz şahitsiniz. Bilakis tam tersine söylediğim şey şudur: Bu Kanun, Türkiye’nin dış tanıtılması meselesinin sadece finans cephesini çözecektir. Bununla mesele bitmiyor demişimdir ve kendisinin burada ifade ettiği bütün eksiklikleri daha ben ilk konuşmamda ifade etmişimdir. Bu konudaki eleman güçlüğümüzü, bu konudaki tecrübe yetersizliğimizi; hepsini açık açık ilk konuşmamda ifade ettim ve bu ifadelerimde de sabitim. Türkiye’nin dış tanıtılması kolay bir mesele değildir. Hatta kendilerinin yakındıkları gibi koordinasyonu dahi kolay bir mesele değildir.

Bakın 1981 senesinde bir tanıtma müsteşarlığı kuruldu, bunun koordinasyonunu üstlenmek üzere, hiçbir iş yapamadı; 1984’te biz lağvettik. Fevkalade zor bir meseledir. Aslında devlet içerisinde yer alan bütün kuruluşların bu konuda görevleri vardır. Bunların koordinasyonunun en üst düzeyde yapılması gerekir. Onun direktifleri doğrultusunda bir bakanın yönlendirmesi gerekir. Burada ifade edildiği gibi, kolay bir mesele değildir.

Benim, kendisine sataşma olarak gelen, sataşma olarak aldığı, aslında hiç sataşma kastım olmadan, genel anlamda söylediğim ifade şudur; bu konuda artık yakınmakta beraber olmaktan vazgeçelim de bir şeyler yapalım. Artık şikayetçi olmayı bırakalım, çare bulalım. Biz size bir çare getirmişiz, yetersiz tarafları olabilir; ama “Şunlar bunlar eksik diye, acele etmeyelim bu iş şimdi dursun” diyemezsiniz. Bunu dediğiniz anda Türkiye’nin dış politikasını da, iç politikasını da, güvenlik politikasını da tehlikeye atmış olursunuz.

Saygılar sunarım. (ANAP sıralarından alkışlar).

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – 3 sorunuz var değil mi Sayın Bayezit?

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Sayın Başkan cevaplayabilir miyim?

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Efendim, bu fonun denetiminin özel bir denetim olduğu düşünülerek, özel bir denetim şekli getirilmiştir.

Ayrıca, Sayıştay temsilcisi ile bakanlık veya Başbakanlık temsilcilerinin birlikte yer aldıkları başka bir denetim kurulu örneği benim bilgim içinde yoktur. Bu ilk olacaktır.

Ayrıca Sayıştay Kanununda Sayıştay Başkanına, bu denetim kuruluna temsilci vermesine cevaz verecek bir hüküm olup olmadığını sordunuz; buna mani bir hüküm de mevcut değil.

DEVLET BAKANI A. MESUT YILMAZ (Devamla) – Mani bir hüküm mevcut değil.